İnsanın yaşını ele veren bölgelerin başında yüz, boyun ve el sırtı gelir. Yaş arttıkça yüz bölgesinde yağ dokusunda kayıplar, yer çekiminin etkisiyle yer değişiklikleri, sarkmalar, güneşin etkisiyle ciltte kırışıklıklar oluşur. Bu etkiler özellikle otuzlu yaşlardan sonra daha belirgin olmaya başlar. Yüz germe ameliyatı ile yüzün tamamı veya belli bir kısmına müdahale edilerek yaşlanma sırasında oluşan değişiklikler geriye alınır.
Yüz germe ameliyatı sonrası yüzünüz daha genç bir görünüme kavuşur, ancak yaşlanma süreci 5-10 yıl öne alınarak devam eder. Yani yaşlanma sürecini durduran bir işlem kesinlikle değildir. Yapılan estetik ameliyattan sonra ne kadar genç bir görünüme ulaşacağınız size ve yapılan ameliyatın büyüklüğüne bağlıdır. Hastanın cilt yapısı, genetik özellikleri, kemik yapısı, alışkanlıkları sonucun kişisel olmasında önemlidir ve standart bir sonucun elde edilmesi imkansızdır. Bu kapsamda yüz estetigi çok büyük bir önem arz etmektedir.
Yüz germe ameliyatı genel anestezi altında yapılan bir ameliyattır. İstenilen estetik görünüme göre yüz germe ameliyatında kullanılacak kesiler de değişmektedir. Geleneksel yüz germe operasyonlarında kesiler saç çizgisi üzerinden başlanarak kulak arkasına ve boyuna kadar uzanan kesiler yapılır. Böylece yüz germe yönteminde yüzün tamamen gerilmesi sağlanır.
Plastik cerrah tarafından yapılan sınırlı kesiler ile estetik ameliyatta kulağın altını çevreleyen kesiler yapılır. Yapılan bu müdahale ile yanak bölgesindeki kırışıklıklar giderilir. Boyun germe ameliyatları içinse kulak memesinden boyuna uzanan kesiler yapılır. Yüz germe ameliyatı sonrası yüzdeki kırışıklıklar giderilir ve yeni genç bir görünüm elde edilir. Ortalama üç veya dört saat sürer. Ameliyat esnasında ve sonrasında fazla kanama beklenmez. Kanama riskinin olduğu nadir durumlarda güvenlik amaçlı drenler yerleştirilir. Hasta hastanede bir gün misafir edilir, drenler çekilerek taburcu edilir.
Yüz germe ameliyatı sonrasındaki ilk zamanlarda ödem ve morluklar oluşabilir ve ilaçlarla kontrol edilebilen bir ağrı olabilir. Ameliyat sonrasında kullanılmaya başlanan kremler ve sonrasında düzenli ve aralıklı buz tatbiki ile düzelme daha hızlı olmaktadır. Dikişleriniz bir hafta sonra alınır ve işinize dönülebilir. Dört hafta sonra ağır sportif faaliyetleri yapmakta herhangi bir sıkıntı olmayacaktır.
Çene yüzümüzde yerleşim yeri ile önemli olan estetik yapılardan biridir ve doğuştan gelen bozuklukları olabildiği gibi gelişimsel bozuklukları da olabilen bir bölgedir. Çene estetiği için yüzün diğer yapıları ile olan birliktelikleri ve oranları dikkate alınarak yapılacak olan estetik müdahalelerle daha feminen veya daha maskulen doğal sonuçlar elde edilebilmektedir. Çene Estetiği ile ilgili yazı yorum ve makalelere buradan ulaşabilirsiniz.
Çene estetiğinin yapıldığı iki durum bulunur. Çene ucunun uzun ya da geride olması. Çene ucunun ileride olması durumunda çene törpüleme işlemi uygulanmaktadır. İleri seviyedeki uzunluk durumunda cerrahi müdahale ile cene estetigi ameliyatı yapılmaktadır. Çene estetiği ameliyatları, cerrahi müdahalelerin yanında dolgu materyalleri kullanılarak ameliyatsız yöntemlerle de uygulanabilmektedir.
Yüz dolgusu amacıyla yağ enjeksiyonu çok tercih edilen bir yöntemdir. Özellikle fazla hareketli olmayan bölgelerde başarılı sonuç alma ihtimali kuvvetlidir. Enjekte edilen kişinin kendi yağı olduğu için alerji vb yan etkisi yoktur. İsteğe göre 3-6 ay içinde tekrarlanırsa daha da kalıcı sonuçlar elde edilir.
Yağ enjeksiyonu en çok yanak çöküklüklerine, elmacık çıkıntılarına ve çene ucuna yapılır. Yanak olukları ve dudak gibi hareketli yerlere de yapılabilir ancak hareketli yerlerde etkisi daha azdır. Enjekte edilen yağın ortalama olarak % 15-20 si kalıcı olabilir.
Yağ enjeksiyonu yöntemiyle yapılan yüz dolgusu işlemi sedasyon+lokal anesteziyle gerçekleştirilebilir ve hasta için nispeten kolay operasyonlardandır. Enjeksiyon bölgeleri belki birkaç gün-hafta şiş kalabilir. Bilindiği gibi yüz derisi en çabuk şişen dokulardandır. Ancak sonuçta hazır dolgulara göre çok avantajlı olduğu için bu geçici şişlikler çabuk unutulur.
Yüz bölgesinde ince çizgilenme ve kırışıklıkların dışında yumuşak dokuda volüm kayıpları da oluşmaktadır. Bu volüm kayıplarının yerine konulmasında kullanılabilecek yöntemlerden birisi de yağ enjeksiyonlarıdır. Yağ grefti prosedürü kişinin vücudunda ihtiyaç duymadığı bir alandan kendi yağ dokusun alınıp, ihtiyaç duyduğu bir bölgesine transferine dayanmaktadır. Çoğunlukla hastanın karın, uyluk veya kalça bölgesinden alınan yağ dokuları yüz bölgesinde volüm kaybı olan ve volüm arttırılması gereken alanlara enjekte edilmektedir.
Yağ grefti işlemi düzeltilmesi planlanan alanların miktarına bağlı değişmekle birlikte yaklaşık olarak bir veya iki saat arasında değişen sürelerde gerçekleştirilebilmektedir.
Bu işlemin en sık karşılaşılan istenmeyen sonuçları morluk, şişlik ve enjeksiyon yapılan bölgelerdeki basit ağrı kesici ilaçlarla azaltılabilen rahatsızlıklardır.
Yag grefti uygulaması yüz dışında, vücut kontüründe volüm kaybıyla beraber olan farklı bölgelerde de kullanılabilmektedir.